30 Ekim 2010 Cumartesi

bir metnin devamı-

bulunduğum yere bakıyorum.arkamda kalmış olan bir kaç yürek sızısı ve bir kaç sayfa yazı duruyor.Perde açılıyor, önüme bir dolu senaryo çıkıyor. bu benim işim değil miydi diye düşünüyorum. yeni oyunlar başlıyor, bir gemi geliyor, zeytin kokusunu içine sinmiş. Sanki, tazeliğin verdiği his, sislerle karalanıyor.Bunu bir yerden hatırlıyorum sanırım.Karanlık düşlerimin esiri olduğum zamanlardan. Bir kç saniye öncesinden ve bir kaç kişinin evvelinden.Bu piyese tesadüfen gelidm, mecburen izliyorum.Kimileri çıkıp gidiyor birden.Ben her şeyin inadına oturduğum yerde, zincirlerle bağlıyım. Anahtarım önümdeki oyunda.Nasıl ulaşacağım bilmiyorum. Sadece mecburiyetin verdiği avuntuyla takip edeceğim diyorum kendi kendime. Takip edeceğim önümdeki ayak izlerini,. Onlar belki de geçmişten birer parçam. Belki de bir tuzak, tana için.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder