30 Kasım 2010 Salı

Dünyada değişiklik yapmakta başarı olanlar, değişikliğe kendilerinden başlayanlardır.

Moral sözleri... inanmaya ihtiyacın var fakat yapabileceğinin ötesindeki şeyler seni engelliyorsa, moral sözüne ihtiyacın varsa, durup düşün. Neler yaptın ve neler yapabilirsin ? şans belki 1 kere yüzüne gülebilir. İstediğin şeye kolay bir yoldan ulaşamazsın. İstediğin şey nedir? Hırsların ve kötü niyetini aklından at ve düşün. İstediğin şeyin sonuçları nelerdir? Başkalarını olumsuz yönde etkiliyorsa unut. Kendini hırpalayabildiğin büyüklükte bir istek, kendine yarar sağlamalı ilk önce. Şimdi, ne yaptın ? bunu düşün. Zor bir yol denedin mi? 'Hayır' diyebilecek kadar dürüst biri var mı ? Varsa çok daha kolay. 'evet, denedim' mi diyorsun. Unut. Yaşadığın en zor şey, henüz yaşamadığındır diye düşün. Ve bu konuda daha neler yapabileceğini kendine dürüstçe söyle. Unutma, kendinden bir şey saklayamazsın ! Sorunun çözülmesini istiyorsan, kaçarak sorunun daha büyük bir parçası olmak yerine, sorunun dibine giderek çözümün bir parçası olman lazım ! Sonra yapman gereken çok zor bir şey olsada, olmasa da, şunu aklına getir: Kısa vadede üzüntü ama uzun vadede mutluluk ! Başkaları bu zorluğu yenebilmiş mi? Tabii ki ! O zaman sen de yapabilirsin!
Önüne çıkan şeyleri engel değil , çözüm olarak düşünmekte şimdi sıra.
Engelleri kafandan sileceksin !
Mesela amerikada yaşamak istiyorsun ama ingilizcenin iyi olması gerekiyor.
' off ingilizcem çok kötü, orada yaşayamam ki öğrenmeden ' yerine
' ingilizcem çok iyi olacak böylece orda yaşayabileceğim! İngilizceyi çok iyi konuşursam orada yaşayabilecğim!' gibi düşünmelisin. İngilizce bir sorun değil, amerika da yaşamanın bir çözümü aslında !
Sende güç var !
Ertelemeden başla v ertelemeden devam et ! Aralarını uzatma.
Şimdi yapabilirsin !
En güzel moral sözü, deneyimlerinden elde etttiğin birikimlerindir. Şimdii asıl soru: ,
Birikmeye var mısın, yok musun?

28 Kasım 2010 Pazar

Mutluluk için yaşamak. Mutluluk için yaşlanmak her geçen gün. Yaşlandıkça mutsuzlaşmak...

Küçük, yeşil olan yaprakları ve gövdesi kahverengi bir çamağacı çizmiştim daha küçükken. Yeni yıl yaklaşıyordu. Yalnız kalmasın istemiştim yaprakları. Bunun için küçük kırmızı toplar yerleştirmiştim her tarafına Kime sorarsam sorayım ağacın çam olduğunu bile anlamadılar. Bir elma ağacı sandılar. Kocaman bembeyaz kağıdın ortasındaki küçük bir çam ağacını anlayan olmadı.Geri kalan beyazlığın kar olduğunu nasıl anlasınlar? kim bilir neye benzeteceklerdi yaprakları turuncu gövdesi sarı olsaydı...
Yeni yıl yaklaşıyor. Her gün, sizin yeni yılınız olacak çünkü her gün 365 gün6 satain bittiği gündür.6 temmuz bir önceki 6 temmuzun bittiği zamandır. Her 10 aralık bir sonraki tarihe yaklaşandır. Hep bir geçmişin bittiğini, geleceğin başladığını ve her başlangıçta geleceğin bitmişinin saklı olduğunu görürüm resimlerimde. o yılbaşı süslerini elmaya benzetenler oldu.
Hayallerimin dünyasında yaşamayı seçtim. Kırmızılar domateste olabilirdi.
Şimdi, kendime bir dilek diliyorum. Yapıştırma defterimdeki noel baba'lar gerçek olsunlar. Sizin için bir dilek diliyorum. Çam ağacınız, hayat ağacınız olsun.Tek süsünüz, ne derlerse desinler onu kaybetmeme şartıyla, kocaman kalbiniz olsun.

20 Kasım 2010 Cumartesi

başı her eğik olanı yalnız sanardım.belki öyleler. başlarını koyacak bir omuz bulamadıkları için kendi omuzlarına koyuyorlar saçlarını. onların dünyasını merak ederdim. yalnızlık nedir?
bir baktımki, bunları düşünürken, kendi omzum üstünde uyuyakalmışım...
doğdum. kendimi hissettim ve kendim olacağıma yemin ettim. zaman geçti. hayatıma giren her insan, çıkarken benden bir şey değiştirdi. kimisinde gözlerim eskisi gibi bakmaz oldu, kimisinde el yazım değişti.arkama bakmadan gidemedim hep. gözlerim geçmişte kaldı. şimdi yine arkama bakıyorum. ve görüyorum; ben, başka bir hayalim, başka düşüncelerim. en önemlisi, artık kendim değilim.

12 Kasım 2010 Cuma

Pencereden dışarı bak. dümdüz herşey. dünya bir düzlem sanki. ama gerçekte, kanıtlanmışlıkta yuvarlak bir şekilde. sen baktığını baktığın kadar algılarsın. görmeye başladığın an yuvarlak olduğunu anlarsın. Yoksa uzaydan bakmadan yuvarlak olduğunu göremezsin. Ama uzay boşluktadır , unutmamalısın. Pencereden baktığın gibidir, içinde olmakta; sadece tepeler çıkabilir karşına. ama yuvarlaksa, anlayamazsın. Çünkü dünya o kadar büyük ve sen o kadar küçüksün ki, sıradan baktığın şeyleri yine sıradan görürsün, anlayamazsın. Ne zaman anlarsın? Önyargılarından kurtulduğun zaman, işte o zaman anlarsın :) ama dünya geoit :)

7 Kasım 2010 Pazar

ZOrla inanmak zorundasın
Bu kez mutluluk için oynuyor yalanlar
Maskeler yolunu şaşırmış
Bir çığlık gibi
Hep düşlediklerin
Bu kez gerçek rolündeler.
Bu kez inanmak için bahanelerin var yalanlara
Bu kez mutluluk için oynuyor yalanlar
Maskeler yolunu şaşırmış
Bir çığlık gibi
Hep düşlediklerin
Bu kez gerçek rolündeler.