13 Haziran 2010 Pazar


her zamanki gibi yoksun...
yoksun, anılarımın içinde.
eskimiş solmuş buruşmuş bir yaprağın gölgesinde
küçük bir haykırışsın sadece...
Neden diye sormuyorum artık,
nedenlerin beni uçuruma sürüklüyor.
sonsuzluğun sonundan düşmek vardır ya rima'dan bir güzellik...
işte o sonsuzluğun sonundan düşüyorum.
sonundan düşerken ne yapacağım bilmiyorum.
nereye götürecek kalbim,
nereye düşürecek kaderim..
kaderimi ben çizdim gördüm onları.
sonsuzluğun sonundan düşüyorum
yardım et diye seslendim.
duymadı...
yalnızlığım içimde demir parmaklıklarla hapis,
parmaklıklar kırıklığım,
gardiyan pişmanlığım.
keşkelerim kapanmış bir pencere...
intikamım ise intihar...
sonsuzluğun sonundan düşüyorum.
beni kurtarabilen kimse yok.
gözyaşlarımın izlerinde
herkes.
o izleri temizlemeye ise
yok bir gönüllü,
hadi şimdi açılış kurdelesini kendin kes....
Hoşgeldin ölüm.

11 Haziran 2010 Cuma

Sevgi mi?

Neden olduğunu bilmediğim bir yalnızlık var içimde.
bir yerlerde hep kurtarılmayı bekleyen minik haykırışlar.
dolunayın sorgulamasının hemen sonrasındaki yorgunluk hissi..
Beynimin içine giden sonsuzlukta gözlerimin boş boş bakması.ve arada kalmışlık.
.duyduğuma değilgördüğüme inanırım demişler,
Neden olduğunu bilmediğim bir yalnızlık var içimde
.gördüğümü sorgulayacak , bazen de duyduklarıma delicesine karşı çıkarak.
neden olduğunu bilmediğim bir yalnızlık var içimde.
...
.

Suyun cenazesi

Bulutların karalara bürünmesinin nedeni, yağmurun cenazesiydi . yağmur damla damla düşerken siyah betona, bulutlar azaldı sanki yalnızlığında. Hiç görmemişlerin hizasında, daha çoğunu istedi yeni dünyasında. Birleşikken yalnız olmayı seven ve damlalara bölünen su, gerçek bir trajedi üstüne intihar etti. Parçalarını oraya buraya döken isim, damla damla somuttu.Kendine acı çektirmeyi seviyordu belikli ... Bölünmeyi istiyordu, aradan şeffaf kanı fışkırsa bile…
Ve buharlaşıyordu göklere doğru. Buda onun beyaz ışıkları takip etmesiydi, meleklerin çağırdığı...
Yağmur tekrar intiharı ise, hayata yine su olarak geldiğindendi. Sudan başka hiç bir şey olamadığı için… Gerçek trajedi buydu. Safın içinde intihar sarraflığı… Ardından mayhoş bulutların umursamazlığı. Böyleydi işte utangaçlığın hizasındaki doğal güçler, böyleydi bir ‘su’yun intihar edişi…

Gülün Sesi

Güzel veya saçma kimin umrunda? yazı yazmak ferahlatıcı bir şey sonuçta (:

Gün gelir bir gül yaprağını saklarsın,
Bir kitabın arasına koyarsın.
Yazıların içinde sır gibi saklarsın yaprağını,
Hep hatırlarsın rengini damarlarını ve zarafeti
Ama nasılsa aklından çıkıverir
Kitabı okur sıkılan yaprak, bitirir
Ve bir gün, eskilerden bir demet ışık istersin,
Keşkelerinin olmadığı zamana geri dönmek istersin,
Kitabın kapağını açarsın ve yaprak ölmüştür artık,
Kurumuş, kırılmış,solmuştu
Bir bakarsın revolverine, tiktakların az kalmıştır.
Ve anlarsın ki kalbini de çürütmüştür zaman
Yaprağında ölmüştür, sen de
Anlarsın keşkelerin anlamsız olduğunu.
Asıl pişmanlığının burada kaldığını.
Kalbinin içinden, derinlerden,
Bir veda mektubudur aslında kitabın sayfaları,
Senin anıların muzip bir gülüştür
Ve Pişmanlığın sınavından aldığın nottur.
Gül ise, senin yaşamın..